Hafta sonu, Robert Koleji FRC takımının birbirinden yaratıcı öğrencileri ile birlikteydik!
Ekim'de başlayacağımız lise öğrencilerine özel Programlama ve Game Maker atölyelerimizi inceledik. Ben de Nagihan Esendal ile birlikte Programlama Dilleri ve Python'dan bahsettim.
Mentörlerimizden ilham verici sohbetler ve workshoplarla birlikte-üretmenin gücüne güç kattık!
Tüm Lise öğrencilerini atölyelerimize bekliyoruz!
Bu videoda günlük işlerimize destek olan asistan robotları inceledik.
Bunlar endüstriyel değil ev tipi robotlar. Piyasaya sunumları itibariyle
ailemizin robotları olarak öne çıkıyorlar. Sebebi ise karakter sabihi,
insansı tepkileri olan robotlar olarak tasarlanmaları. Çoğu henüz
prototip aşamasında olduğu için biz de oturduk bu robotların
reklamlarını izledik. Umarız beğenirsiniz:)
3. videomuzda konuğum #GerginAli
“Robot” kelimesi ilk defa Karel Copek isimli Çekoslovak bir yazar
tarafından 1921 tarihli "Rossum’s Universal Robots" isimli tiyatro
eserinde kullanılmıştır. Bu kelimenin anlamı “zorla çalıştırılan
işçi”dir.
Fikir olarak robot, 3000 sene öncesinde Homeros tarafından İlyada
eserinde bahsedilir. Aynı şekilde Jason ve Argonotlar isimli Eski Yunan
efsanesinde, Girit adasını korumak için “programlanmış” Talos isimli bir
dev bronz nöbetçinin de bahsi geçer.
İlk bilgisayar olarak kabul edilebilecek abaküs ise İ.Ö. 1000 yıllarında
Hindistan’da kullanılmıştır. İ.Ö. 300’lü yıllarda mühendisler su ile
çalışan otomatlar oluşturmuşlardır. İ.Ö. 250 yılında İskenderiye’li
Ctesibius isimli mucit suyla çalışan bir saat yapmıştır. Bu icat, ilk
nesil robotlara önayak olmuştur.
1350 yılında Strazburg’da bir katedralin tepesine, her gün öğlen saati
kanat çırparak ötecek bir otomatik horoz yerleştirilmiş, 1947’de
Venedik’teki San Marco meydanındaki büyük saat kulesine iki dev zangoç
yapılmıştır. Aynı dönemde ise Eb-ül-İz-El-Cezeri isimli bir Arap,
otomatlar hakkında bir kitap yazmıştır. Bu kitapta çamarşır teknesini
doldurup boşaltabilen otomatik bir Arap kadını resmedilmiştir.
Sensörleri ile çevresini algılayan, algıladıklarını yorumlayan,
yorumlama sonucu bir karar veren, verdiği kararı bir çıkış sinyali ile
üreten aygıtlara robot denir. Robotlar bu çıkış sinyalini bir motor, LED
veya herhangi bir aktüatör ile verebilir. Otonom karar veremeyen
aygıtlar robot değildir.
29.09.2018 EDIT:
Instagram'da çoklu fotoğraf barındıran bir link için indirme yapmaya kalktığımda daha önce önermiş olduğum site sadece ilk fotoğrafı indirdi. Ben de topluca indirme yapacak farklı bir adres arayışına koyuldum ve https://www.10insta.net adresini buldum.
Konu hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynakları (İngilizce) kullanabilirsiniz.
https://www.techuntold.com/how-to-download-instagram-photos-and-videos/
https://www.techuntold.com/save-multiple-instagram-photos/
Da Vinci'yi konuk ettiğimiz ilk videonun ardından ikinci videomuz ile sizlerleyiz.
Derler ki teknolojinin, üretimin temelinde ihtiyaç ve merak vardır.
Düşünen ve merak eden insanlar hep "Neden bu olay böyle değil?, Nasıl
geliştirebiliriz?, Acaba şunu da eklesek nasıl olur?" gibi sorularla
meşgul olurlar. İşte Arduino, bu sorulara cevap bulmak için uğraşanlara
yol arkadaşı olacak bir programlama platformu.
Yazılımcı diliyle bir Giriş/Çıkış (Input/Output) kartı ve Processing
dilinin uygulamasını barındıran bir fiziksel programlama platformu da
diyebiliriz.
Bu projemizde mesafe sensoru ve Buzzer kullanarak jumper kablolar
yardımıyla Arduino devremizi kurduk.
Kodlarımızı yazmak ve yazılan kodları derleyip Arduino içerisine
aktarmak için Arduino IDE yazılımını indirip kurduk.
Devre şemamıza uygun şekilde kodlarımızı yazdık.
Kodları Arduino içerisine aktarıp çalıştırdık.
Devremiz enerjisini bilgisayarın usb portundan aldı. Sizler pil
kullanmayı da tercih edebilirsiniz.
Arduino ile hakkında bilmeniz gereken 8 şey
1- Arduino 2003 yılında Massimo Banzi, David Mellis ve David Cuartielles
tarafından geliştirilmiş bir mikro denetleyici kart ve platformdur.
2- Arduino ismini bu üç geliştiricinin toplandığı ve ismini İtalyan
kralı Arduin’den alan Bar di Re Arduino’dan alır. Bu bar proje ekibine
ilham olmuş, onlar da mekanın şerefine geliştirdikleri karta Arduino
ismini vermişlerdir.
3- Her geçen gün yeni Arduino kartları ve dolayısıyla çeşitleri ortaya
çıksa da şu an piyasa da 10 çeşit arduino vardır. Bunlar
Arduino Uno, Arduino Leonardo,Arduino Micro, Arduino Robot, Arduino
Esplora, Arduino Mega ADK, Arduino Ethernet, Arduino Mega 2560, LilyPad
Arduino, Arduino Nano
4- Arduino çeşitli sensörlerden gelen sinyalleri okur. Siz de bu sayede
okunan sinyalleri yani bilgileri belirleyip işlem yapabilirsiniz.
Örneğin hava kararınca ışık yakıp, aydınlanınca söndürebilir, sinyal
gelince motor çalıştırabilir kesilince durdurabilir, ortamda
hareketlilik olunca alarm çaldırabilirsiniz. Kısaca aklınıza gelebilecek
her olaya bir tepki verecek şekilde elektronik uygulamalar
yapabilirsiniz.
5- Arduino açık kaynaklı yani kodlarına ve devre şemasına herkesin
dilediği gibi erişip kullanabileceği bir karttır. Her şey açık olduğu
için isteyen kendi arduinosunu yapabilir..
6-Arduino çoğunlukla robotik ve elektronik uygulamaların
prototiplemesinde kullanılır. Bunun yanında düşük maliyeti sebebiyle
seri üretime geçmeyecek -bir seferlik işlerde- de kullanılır.
7-Prototipleme dışında Arduino ile Çizgi izleyen, engelden kaçan robot
araba yapılabilir. Eve yaklaşırken cep telefonunuzdan gelen sinyal ile
cattle'ı çalıştırabilir, kombiyi ısıtabilirsiniz. Akıllı ev yapımında
kullanılabilir.
Hırsız alarmı yapılabilir.
8- Arduino C / C++ dillerinden türeyen bir dil kullanıyor. C#, Python ya
da Scratch gibi görsel programlama dillerini de kullanarak
kodlayabileceğiniz Arduino ile projeler yapmayı öğrenmek için bir kitap
alabilir, eğitimlere katılabilir ya da videolarımızı izlemeye devam
edebilirsiniz.
Kullandığımız model: ARDUINO UNO
Bileşenler: Mesafe Sensörü, Buzzer, Kablolar
Bunların hepsi Arduino başlangıç kitlerinde mevcut. İnternetten bulabilirsiniz.
Herkese Merhaba! Bu videoda Leonardo Da Vinci'nin icat ettiği 3 mühendislik harikası sistemin oyuncaklarını inceledik. Umarım hem beğenir hem eğlenirsiniz.
Tarihteki en büyük mucitlerden biri olan 10 parmağında 10 marifet Leonardo Da Vinci’ye günümüz teknolojilerine katkıları için ne kadar teşekkür etsek az. Tabi sadece teşekkür etmek yerine onu anlasak, ne yaptığını kavrasak çok daha iyi olur diye düşündük. Bu videoda Leonardo Da Vinci'nin icat ettiği 3 mühendislik harikası sistemin oyuncaklarını inceledik.
İlk kurulumunu yaptığımız ürün Leonardo da Vinci Köprüsü diğer adıyla kendi kendini destekleyen köprü. Sadece ahşap çubuklar kullanarak, çekiç ve çiviye ihtiyaç duymadan inşa edebileceğiniz bir köprü. Ayrıca oldukça da sağlam.
Köprüye paralel olarak yerleştirilen her tahta, dayandıkları ahşap çubukları birbirine doğru bastıyor. Bu da köprüye çıkan ağırlık arttıkça köprü parçalarının birbirine kenetlenmesini sağlıyor.
https://www.abakuskitap.com/urun/da-vinci-kopru
İkinci ürün Da Vinci Çekiç. Bu da yine hayran kalınacak bir mantıkla üretilmiş diğer Da Vinci icadı. El ile çevrildiğinde otomatik bir şekilde harekete geçen kam ile çekiç yapma deneyimi yaşatıyor. Yapımı da oldukça eğlenceli.
https://www.abakuskitap.com/urun/da-vinci-cekic
Son oyuncak ise Da Vinci Mancınık. Diğer adıyla Da Vinci Katapult.
Derler ki Da Vinci resim, mimarlık ve diğer harika şeyleri yaparken boş zamanlarında sıkıntısından icad ettiği şeyler olurmuş. Bu mancınık sistemi de onlardan biriymiş.
Ne kadar doğru bilemeyiz ama bu icadın dönemin en büyük savaş icadlarından biri olduğunu kitaplardan filmlerden biliyoruz.
https://www.abakuskitap.com/urun/da-vinci-mancinik
Her şey bir yana bu 3 muhteşem Da vinci icadını incelerken ve yapmaya çalışırken biz çok eğlendik. Böyle eğlenceli içeriklerle her salı saat 19:00 karşınızda olmayı istiyoruz. Bizi takip etmeyi, yorumlar yapmayı unutmayın! Yapmamızı istediğiniz şeyleri bize hangi mecradan isterseniz oradan ulaştırın! Görüşürüz :)
Leonardo Da Vinci'nin İcadı Mühendislik Harikası 3 Sistem
Ressam, müzisyen, gazeteci, şair ve son olarak film senaristi. Ama insan
değil. Yapay bir zeka. Peki gerçek bir sanatçı olabilir mi?
Bundan yaklaşık 500 yıl önce Holbein adında bir ressam ikili bir portre
yaptı: “The Ambassadors.” Bu portrenin en ilginç özelliklerinden birisi
içinde şekli özellikle bozulmuş garip bir görsel öğe barındırması. Ne
olduğunu tahmin edebilir misiniz? Ona özel bir açıyla baktığınızda
anlaşılması kolaylaşıyor. Bir insan kafatası.
Bunun sembolik anlamını şimdilik bir kenara bırakacak olursak ressam
böylesine deforme olmuş bir şekli nasıl çizdi? O zamanlar Photoshop gibi
bir yazılımın olmadığını hatırlatmak isterim. Ama yine de teknolojiden
yararlanılmış. Sanat tarihçilerine göre ressam Holbein ayna ve mercek
gibi araçlardan faydalanarak gerçek bir kafatasını bu şekilde deforme
edilmiş hale getirip tuvaline yansıtmayı başarmış.
Yani sanat için teknoloji yüzyıllardır kullanılıyor. Nietzsche daktiloyu
ilk kullanan felsefecilerden biri. Daktiloyla yazmaya başladıktan sonra
yazılarının içeriği ve üslubu da değişmeye başlamış. Daktilo öncesi
yazılarıyla, daktilo sonrası yazıları arasında fark var. O yüzden “Yazı
araçlarımız düşüncelerimizi etkiler” demiş. Aynı bağlamda ben de “kalem
klavyeden keskindir” demiştim.
Peki bu konuda ne kadar ileri gidilebilir? Mesela bir makine, bir yapay
zeka insanı da aşarak kendi kendine sanat üretebilir mi? Yapay sinir
ağlarının daha şimdiden fotoğraflardaki yüzleri tanıdığını, konuşulan
sözleri anladığını, hatta başka dillere çevirdiğini biliyoruz. Ama
sanatın diliyle konuşmak için biraz daha fazlası lazım. Hayalgücü gibi.
Derin rüyalara dalmak ve gördüklerini yansıtmak. İşte bunun için bu
yapay sinir ağlarını ters yüz etmek gerekiyor. Ancak böylelikle
bilgisayarlar resimleri tanımak yerine, oluşturmayı başarıyor.
Google bu amaçla geliştirdiği yapay sinir ağına DeepDream “Derin Düş”
adını adını vermiş. Yani karşımızda düşleyebilen bir makine var. Hani
bir zamanlar bilim kurgu yazarı Philip Dick “Android'ler Elektrikli
Koyun Düşler mi?” diye bir soru sormuştu ya. Artık cevabı biliyoruz.
DeepDream’in web sitesine herhangi bir görseli yüklediğinizde arka
planda çalışan algoritma sanatını icra etmeye başlıyor. Google bu işleme
“Inceptionism” adını vermiş. Rüyalarla ilgili “Inception” filmini
hatırladınız mı? Tıpkı oradaki gibi bu yazılımda da rüya içinde rüya
görebilmek mümkün. Yüklediğiniz görseli istediğiniz kadar derine
götürebiliyorsunuz. Sistem her seferinde ona bakarak içinden tanıdık bir
takım örüntüleri buluyor. Hani bazen bulutlara bakıp onları bir şeylere
benzetme oyunu oynarsınız ya, onun gibi bir şey. Bir çeşit
halüsinasyon. DeepDream gördüğü örüntüleri bir şeylere benzetmeye
başlıyor. Daha çok hayvanlara. En çok da köpeklere. Baktığı her yerde
köpekleri görüyor.
Bu resimleri tamamen yapay zekanın ürettiği söylenemez. Çünkü hala
kaynak bir görsele ve algoritmik yönlendirmelere ihtiyacı var. Ama
tamamen bağımsız bir sanatçı gibi davranabilmesi için çalışmalar devam
ediyor. Mesela Magenta adlı bu ekip müzik kulağını geliştirmeye
çalışıyor. Notaları dinleyerek öğrenen bu “bebek yapay zeka” sonra müzik
enstrümanını kendisi çalmayı deniyor.
Videonun tam metni, kaynaklar ve linkler Barış Özcan web sitesinde:
http://barisozcan.com/yapay-bir-zeka-sanatci-olabilir-mi/
