31 Temmuz 2013 Çarşamba

Visual Studio 2012 Update 4 RC 1


Visual Studio 2012 cephesindeki son güncelleme olan Update 4 RC 1 sürümü herkese açık olarak indirilmeye hazır bir şekilde yayınlandı. Aşağıdaki bağlantıyı kullanarak download sayfasına ulaşabilirsiniz.

http://www.microsoft.com/en-us/download/details.aspx?id=39704

Visual Studio 2012 Update 4 RC 1 sürümü, Go-Live lisansına sahip olduğundan dolayı, çekinmeden projelerinizde kullanmaya başlayabilirsiniz.

30 Temmuz 2013 Salı

Windows 8.x ve TouchPad

TouchPad, genellikle elimizin altında fare (mouse) varken kullanmayı düşünmediğimiz bir şeydir. Ama eğer Windows 8.x kullanıyorsanız, durum biraz değişebilir. Windows, dokunmatik ekranlar için sunduğu desteğe ek olarak, bir çok işi touchpad sayesinde, fareye göre daha kolay bir şekilde gerçekleştirebilmemizi sağlıyor.


Touchpad üzerinde uygulayacağımız el hareketleri ile, görüntüye yaklaşmak ya da uzaklaşmak, ekranı kaydırmak, uygulamalar arasında geçiş yapmak gibi birçok işlemi kolayca gerçekleştirebiliriz. Bunun için tek yapmanız gereken, eğer henüz yüklü değilse, Synaptics touchpad sürücülerini yüklemek.

Touchpad ile yapılabilecek işlemlere bir örnek olarak; parmağınızı touchpad'in sağ tarafında, dışarıdan içeriye doğru sürükleyerek Charms menüsünü açabilirsiniz. Benzer şekilde, ekran üzerinde kullanılabilecek el hareketleri (gestures) touchpad ile de kullanılabilir.

1 Temmuz 2013 Pazartesi

60-66 aylık minikler okumayı sökemediler, ders dinleyemediler

Radikal'in başlığını doğru bulmasam da, haberin içeriği sistemdeki arızaları güzel bir biçimde anlatıyor.


60-66 aylık minikler için illerden gelen bilgiler iç açıcı değil. Çözüm için komisyon oluşturulacak, 60-70 aylık çocuklar ayrı sınıfa alınacak. Uyum sağlayamayanın ana okuluna gönderilmesi gündemde. Ders süresi 20 dakikaya inecek, bodrum katları oyun salonuna çevrilecek.

ANKARA - Milli Eğitim Bakanlığı , İl Milli Eğitim Müdürlüklerinden gelen uyarılar üzerine 4+4+4 sisteminde revizyona gidiyor. Düzenleme, özellikle 1. sınıfa başlayan 60-66 aylık çocuklarla ilgili olacak.

Vatan'dan Kıvanç El'in haberine göre, bakanlıkta oluşturulacak komisyon bu konuda çalışacak. Komisyonun raporu doğrultusunda revizyonlar belirlenecek ve yeni eğitim döneminde hayata geçirilecek. Başta İstanbul olmak üzere il milli eğitim müdürlüklerinden gelen raporlar, sistemdeki sıkıntıları ortaya çıkardı. Bakanlık bunun üzerine yeni eğitim yılında benzer aksaklıkların yaşanmaması için önlemler almaya hazırlanıyor. Sistemde en fazla sıkıntı, 60-84 (birinci sınıf) aylık çocuklarda yaşanıyor. Bazı çocuklar henüz okumayı sökemezken, 40 dakikalık ders sürelerinin de uzun olduğu belirlendi. Bakanlık yetkilileri, “Sistemin temelinde bir değişiklik yok, uygulamada yaşanan bazı sıkıntıları ortadan kaldıracağız. Geri adım atılması söz konusu değil” değerlendirmesinde bulundu.

Veli istese de kararı komisyon verecek



- OYUN ALANI: Öğrencilerin okula bağlı kalması ve yeterli oyun aktivitesinin yapılabilmesi için oyun alanlarının oluşturulması hedefleniyor. Bu konuda belediyelerden yardım istenmesi de gündeme gelirken, boş olan bodrum katları ile çatı katlarının oyun alanı yapılması da gündemde. İmkanı olan okullarda kukla gösterisi, müzik odası gibi odaların da yapılması istenecek.

- KOMİSYON KARAR VERSİN: 60-66 aylık hazır olmayan çocuklar da veli kararı ile okula başladı. Bu konuda sorunlar yaşandı. Bakanlığa, veli isteğinin yanında uzmanlardan oluşturulan bir komisyonun çocuklara “okula başlayabilir” onayını vermesi, bu onayı alamayan öğrencilerin ana okuluna gönderilmesi önerildi. Komisyon, bu öneriyi de gündemine aldı.


Yüzde 67’si en az bir kez altına kaçırdı


Anadolu Eğitim-Sen tarafından 2000 öğretmenle yapılan anketten de şu çarpıcı sonuçlar çıkmıştı:

- Birinci sınıfların yüzde 44’ü boylarına uygun olmayan sıralarda bir ders yılı oturmak zorunda kaldı

- 60-66 aylık çocukların yüzde 67’sinin en az 1 kez altına kaçırdı.

- Üst yaş gruplarındaki öğrencilerin tamamı Nisan ayında okumaya geçerken, 66 ay altındaki öğrenciler için bu oran yüzde 18’de kaldı. Yani 60-66 ay aralığında kalan çocukların yüzde 82’si yani her 5 çocuktan 4’ü Nisan ayında okumaya geçemedi.

- “1.sınıflarda yapılan sistem ve müfredat değişikliğine ilişkin herhangi bir eğitim aldınız mı?” sorusunu ise öğretmenlerin yüzde 65’i eğitim almadım diye cevaplarken, yüzde 31’i bu yönde eğitim aldığını ama işe yaramadığını, yüzde 4’ü ise eğitim aldığını ve işe yaradığını bildirdi.


Dinleme bozukluğu oluştu


Edinilen bilgiye göre MEB’in yürüttüğü çalışmalar kapsamında yeni eğitim öğretim yılında şu revizyonlar bekleniyor:

- 20 DAKİKALIK DERS: 40 dakikalık derslere özellikle 60- 66 aylık çocuklar uyum sağlayamadı. Çocuklarda dinleme bozukluğu, dikkatsizlik gibi olumsuzluklar ortaya çıktı. Derslerde dikkati dağılan çocuklar için 20’şer dakikalık derslerin yapılması gündemde.

- ESNEK EĞİTİM: Tüm sınıfa aynı eğitimin değil, öğrencilerin ilgi ve becerilerine göre sınıfta “esnek” eğitimin hayata geçirilmesi bekleniyor.

- 60-70 VE 71-84: Okullarda 60-70 aylık çocuklarla, 71-84 aylık çocukların ayrı sınıflarda toplanması, yeterli öğrenci yoksa yakın okullarda birleştirme yapılması da bakanlığa gelen öneriler arasında.

- SINIFLAR BÖLÜNEBİLİR: Birçok okulda 50 kişilik sınıflar ortaya çıktı. Kalabalık sınıflarda 1. sınıf öğrencilerinin motivasyonu sağlanamadı. Bu nedenle sınıf öğrencilerinin ikiye bölünmesi gündemde.

- SIRADA DEĞİL MİNDERDE: Çocukların klasik sıra düzeninde değil, yerde minderde veya nerede rahat ediyorsa orada ders dinlemeleri ve tek kişilik sıraların “u” düzeninde sıralanması için düzenleme yapılması olası.


Pilot uygulama olmalıydı


İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün daha önce kamuoyuna yansıyan kapsamlı 4+4+4 raporu şöyleydi:



- Derslik ihtiyacı giderilmeli

- 40 dakikalık derste 60 aylık çocukların oturmaları, dikkatlerini derse vermeleri mümkün değildir. Sınıflarda 60-84 ay aralığındaki çocukların bir arada bulunması ciddi sorundur.

- Okula hazırlık dönemlerinin 60-70 ay arasındaki öğrencilere 3.5 ay, 70 ay üzerindekilere de 1 ay yapılmalı.

- Okul bahçe duvarları yükseltilip çizgi film karakterleri ile süslenmeli.

- Kapsamlı düzenleme yapılmadan önce pilot uygulamalara bakılmalı.

- Okulların fiziksel şartlarının 60 aylık çocuklar için yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Kaynak: http://www.radikal.com.tr/turkiye/444_sistemi_yine_degisiyor-1139836

LCD ve LED Ekranlarda Ölü Piksel Sayısı ve Ayıplı Ürün Kabul Edilme Kriterleri


YENİ nesil televizyonlarda parlaklık ve net görüntünün elde edilmesini sağlayan görüntü noktaları (piksel) dava konusu oldu. Bazı firmaların TSE’nin 2010 yılında iptal ettiği ‘belli sayıda ölü piksel normal’ standardını sanki hiç iptal edilmemiş gibi uygulaması, tüketicileri ayıplı televizyon ve bilgisayarlara mahkûm ettiklerini ortaya çıkardı. Yargıtay, açılan dava üzerine aldığı kararla bu oyunu bozdu.

BAZI elektronik cihaz üreticilerin TSE’nin 2001 yılında çıkartıp, 2010 yılında iptal ettiği standardı, sanki hiç iptal edilmemiş gibi uyguladığı ve tüketicileri piksel yanması sonucu ekranlarında siyah görüntü noktaları oluşan ayıplı televizyon ve bilgisayarlara mahkûm ettikleri ortaya çıktı. Yargıtay’ın Ankara 7’nci Tüketici Mahkemesi’nin onayladığı kararına göre, firmalar bundan böyle TSE’nin 3 yıl önce iptal ettiği ISO 13406-2 standardını gerekçe göstererek, piksel sönmesi yaşanan TV’leri garanti kapsamı dışında bırakamayacak. Ölü piksel sayısı kaç olursa olsun, televizyondaki sorunu garanti kapsamında çözmek zorunda kalacak.

NE ANLAMA GELİYOR
LCD ve LED gibi yeni nesil ekranlara sahip televizyon ve dizüstü bilgisayarlarda parlak ve net görüntü, piksel adı verilen çok sayıdaki görüntü noktaları sayesinde elde ediliyor. Her piksel, üç adet alt pikselden oluşuyor, Bunların her biri de kırmızı, yeşil ve mavi olmak üzere bir temel rengi sağlıyor. Örneğin, 1024 x 768 çözünürlüğündeki 15 inç bir bilgisayar ekranında yaklaşık 768 bin adet görüntü noktası (piksel) bulunuyor. Bu sayı büyük ekran televizyonlarda milyonlara ulaşıyor. 

YÜRÜRLÜKTE DEĞİL
Sayıları milyonları bulan bu görüntü noktalarından bazılarında zaman zaman hatalar oluşabiliyor. Hatalı pikseller de televizyonun ya da bilgisayarın ekranında göze hoş gelmeyen siyah noktaların yer almasına yol açıyor. Televizyon izlerken ya da bilgisayar kullanırken rahatsız edici bir görüntü ortaya çıkabiliyor. Ölü pikseller, tüketiciler ile firmalar arasında tatsız tartışmaları da beraberinde getiriyor. Buna da üç yıl önce TSE tarafından iptal edilen ISO 13406-2 standardını bazı firmaların yürürlükteymiş gibi hala uygulamaya devam etmesi yol açıyor.

PİKSEL SINIRI NEDİR
Standardı gerekçe gösteren bazı firmalar, belli bir sayının altında kalan ölü piksel sorunlarını garanti kapsamı dışında tutuyor. Bunu da, ürünün ekran çözünürlüğüne göre belirliyor. Firmalar, sözkonusu standardı gerekçe gösterip, 1600 x 900 çözünürlükteki bir ekranda 3 pikseli, 1600 x 1200 çözünürlükte 4 pikseli, 1920 x 1080 ile 1920 x 1200 çözünürlükteki bir televizyonda ise 5 piksel ve üstünü garanti kapsamındaki hata sayısı olarak kabul ediyor. Bu 1024 x 768 ekran bir dizüstü bilgisayarda 2 piksel oluyor.

Mahkeme tarafından ayıplı mal kapsamında
SALDIRAY Günal adlı tüketicinin ‘ekranında 3 ölü piksel’ yer alan televizyonunu “4 ölü piksel olması gerekir” diyerek, garanti dışında bırakan firma hakkında Ankara 7’nci Tüketici Mahkemesi’nde açtığı davada, firmanın delil olarak sunduğu standardın TSE tarafından 3 yıl önce iptal edildiği anlaşıldı. Bunun üzerine mahkeme, ekranında 3 adet ölü piksel yer alan televizyonun ayıplı olduğuna karar verdi. Mahkemenin aldığı bu karar, Yargıtay 13’ncü Hukuk Dairesi’nin geçtiğimiz nisan ayının sonunda aldığı 2013-1750 esas numaralı kararıyla da onaylandı. Artık, tüketiciler satın aldıkları LCD ve LED TV’lerde sayısı kaç olursa olsun ekranda görüntü bozukluğuna yol açan ölü pikselli cihazlarını ayıplı mal kapsamında değerlendirtip, garanti kapsamında işlem yapılmasını sağlatabilecek.

Meğer iptal edilmiş
LCD ve LED ekranların ilk piyasaya sürüldüğü dönemlerde, belli sayıda ki ölü pikseller normal karşılanıyordu. TSE’de bunu göz önüne alarak 2001 yılında EN ISO 13406-02 standardını oluşturdu. Ancak, ekran teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişme ve piksel hatalarında yaşanan düşüşü dikkate alarak, bu standardı 2010 yılında iptal etme yoluna gitti. Artık, yeni nesil LCD ve LED ekranlarda, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de piksel yanmaları ayıp sayılıyor. Buna rağmen, bazı üretici ve ithalatçı firmalar ürün açıklamalarında
hala bu standart uygulamadaymış gibi göstererek, belli sayının altında ölü piksele sahip ürünlerini garanti kapsamı dışında tutuyor. Bu durumda tüketiciler, göze hoş gelmese de ekranda siyah noktalar eşliğinde izlemeye mahkum kalıyor ya da bedelini ödeyerek cihazının ekranını değiştirtmek zorunda kalıyordu.


Erkan ÇELEBİ ecelebi@hurriyet.com.tr
Kaynak:  http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/23622410.asp?yazarid=18&hid=23622967